Yağmur: Kıyamet Çiçeği, medyada “Kazım Koyuncu’nun hayatını anlatan film” olarak lanse edilse de filmin oyuncuları ve yönetmeni bu başlığı kabul etmiyor. Duyulanın aksine “Filmde bir hikaye var ve karakterlerden biri de Kazım Koyuncu” gibi bir açıklama da bulunuyorlar. Filmi izledikten sonra neyin doğru neyin yanlış olduğuna en iyi siz karar vereceksiniz.
Filmde Kazım siyasi olaylara karıştığı için tutuklanıyor. Uzaklaştırma cezası aldıktan sonra okulla bütün bağlantısını kesen Kazım, Hopa’ya ailesinin yanına geri geliyor. Artık tek istediği müzik yapmak olan Kazım, Hopa’da eski aşkı Seher’i görünce geçmişte yaşadıkları hatıraları anımsıyor. Filmin 2. yarısında ise futbolcu Şenol’ün Elana’ya olan aşkını ve yaşadıklarını izliyoruz.
Yağmur: Kıyamet Çiçeği, maalesef ki Kazım Koyuncu üzerinden dikkat çekmeye çalışılan bir film olmuş. Kazım Koyuncu’nun bütün hayatını anlatan bir film olsa daha duygusal ve anlamlı bir film olacakken, sadece yaşamından bir bölümünü uyarlayan film, bu hareketiyle de çok fazla yükselemiyor ve sınıfta kalıyor. Evet, Engin Hepileri, Kazım Koyuncu’ya benzerliğinden dolayı çok iyi bir seçim olmuş ama oyunculuk açısından komedi dalında ve daha sempatik rollerde izlediğimiz için bu rol ona biraz ağır gelmiş. Performans olarak daha iyi olabilir dedirtiyor ister istemez. Filmin tek keyif veren yanı ise Kazım Koyuncu’nun muhteşem duygu yüklü şarkıları diyebilirim.
Kısaca Yağmur: Kıyamet Çiçeği filmi, izleyici olarak Karadeniz insanını ve bir Kazım Koyuncu biyografisini görmeyi uman izleyicileri sinemaya getirebilir. Ama asıl önemli olan ne kadar çok kişinin izlediği mi yoksa beğendiği midir?
İyi seyirler…
Bir cevap yazın