Kitabı elinize aldığınızda önce adından etkileniyorsunuz. Daha sonra kapak fotoğrafının derinlik sembolü olan tas ve ayak olması, ismi ile ilgili fikir yürütmemizi sağlıyor. Aslında öyle bir şey var ki, anlatılmak istenen çok farklı. Bitirdikten sonra ne kadar öğretici ne kadar besleyici bir kitap olduğunu düşünmeye başladım. Bir “Agatha Christie” romanı izlenimi verilmek istenilse de olay bambaşka ilerliyor. Zhuizm felsefe akımı ile bütünleşen ve bunun içine çeken bir yapısı var.
Kişilerimiz; Kirk, Randall, Doris,Heather, Chloe, Wen Bao Zhu ‘nun hayatlarının tema alındığı ve her birinin de baştan sona “Wen Bao Zhu “nun ölümüne bu süreci nasıl geçirdikleri anlatılarak ilerliyor.
Karakterlerimizi kısaca tanıyacak olursak eğer;
Kirk : Cimri, Üç kuruşun hesabını yapan kendince bazı konularda takıntıları olan ve başına gelen trajik bir olay sonrası iyice psikolojisi bozulmuş, pazarlama sektöründe çalışan bir su filtresi satıcısıdır. Aynı zamanda kitap seslendirerek de geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Heather ile evli olup, bunun pişmanlığını geçirdiği bir hayat sürmektedir. Mantık evliliği gerçekleştirdikleri gibi, aynı zamanda hiç mantıklı olmayan iki insan olduklarını fark etmeleri çok da uzun sürmüyor.
Heather: Kirk’in karısı. Aile baskısı, çevre baskısı gibi etkiler yüzünden hayat onu hiç tanımadığı bir adamla evlenmeye sürükler. Evlilikleri boyunca birbirine zıt iki karakterler olup, birbirlerinden hiç hoşlanmazlar. Balayının ilk günlerinde yaşadıkları o enteresan olaydan sonra araları sonsuza dek düzelmeyecek bir boyuta girer. Sanatla ilgilenen, ünlülerin ve mankenlerin fotoğraf çekimlerine dahil olan, çalışkan, mesleğinde yükselmeyi hedefleyen bir kadındır Heather. Bunu da okurken anlayacaksınız.
Randall : Kirk’in erkek kardeşi. Hikayenin direği gibi dursa da aslında çok gereksiz gördüğüm karakterlerden biri. . Her şeye vesile olması sağlanmış tek kişi gibi gösterilmeye çalışılmış. Çokta heyecan vermiyor. Fakat sadece kahramanlarımızı birbirine bağlıyor diyebilirim.
Doris : Kirk’in telefon arkadaşı. Ben öyle tanımlıyorum çünkü pekte vazifesi yok. Ben düşünmüştüm ki Kirk ondan hoşlandığı gibi ilişkilerini farklı bir boyuta taşır. Çok soğuk ve iletişimsiz geçiyor. Ona inanmayanlar ve başaramayacağını söyleyenlere inat yeni bir senaryo yazmak için kendini bir süre inzivaya çekecektir. Amacı tabi ki ünlü olmak. Kulaktan kulağa anılmayı istemek. Ama bir su filtresi satıcısı ile arkadaşlık kurması onu tamamen alakasız bir yola sürükler.
Chloe : Bizim güzel zenci meşhur bandanalı mankenimiz. Okurken çokça duyacaksınız. Şımarık ve bir o kadar da boşlukta olan bir mankendir. Arayışını ot içmek ve sarhoş olmakta bulmuş, hayatın şifresini çözmüş gibi konuşan itici bir tip. Ama Heather ile çekimlerde tanışmasından sonra kendisine biraz çeki düzen verebilen bir karakter. Aslında tüm düğüm onda bağlanıyor. Kim der ki yıllar sonra bu kız ünlü bir program sunucusu olup, hayatını kaleme almayı göze alabilecek. Olgunlaşmak büyümek böyle bir şey demek.
Kitabın konusunu sevdim. Mesaj vermeyen hiçbir yaprağı yok gibi. Adeta bir bilgi kuşağı. Yetişkin ve bilgili bir karakter yaratıp onu okuyucuya ders verici nitelikte hoca olarak sunmak kolay bir şey değildir. Ustaca işlenmiş, deyim yerindeyse “Kızım sen işit, gelinim sen anla” mesajı veriyor.
Kalemi sizi çok etkileyecek. Teşekkürler “Lüset Kohen Fins”. Görüşlerini ve bilgi birikimini biz okuyuculara bu yolla verebildiğin ve hayatımıza kazandırdığın için…
Kitabı en kısa zamanda okuyacağım, yazınız da kitap hakkında fikir verdiği için teşekkür ederim 🙂
Bu kitabı tavsiye üzerine aldım ve bir solukta bitirdim. Beni en çok etkileyen şey, insan doğasının bu kadar net anlatılması ve bunun roman tarzında yazılmış olmasıydı.
Bu kitabı geçen hafta okudum, bana oldukça orijinal geldi. Konusunu şimdiye kadar okuduğum hiçbir romana benzetemedim. Öte yandan karakterler son derece gerçekçi ve günümüz dünyasını anlatıyor. Kitap yorumunuzda adı geçen Randall ve Doris, yan karakterler olmalarına rağmen romana derinlik katmış bence. Olmazsa olmazlarından hatta.