Bakımlı saçlar, sağlıklı, genç ve canlı bir görünüm için önemlidir. Bu nedenle saç dökülmesi pek çok kişi için büyük bir üzüntü kaynağı hatta” panik” nedeni üzüntü kaynağı olmaktadır. Ancak saçın doğal yapısını ve vücuttaki yapım sürecini bilmek kişiyi gereksiz üzüntüden saç bakım ve tedavisi konusunda yanlış adımlar atmaktan korur.
Saçı canlı olmayan önemi bir protein olan keratinden yapılır. Ortada ana gövde üzerine kat kat yapışan pulcuklarla desteklenir. Bu yapı ana gövdenin kurumasını, kırılmasını önler. Saçın canlı kısmı saç derisi içerisinde bulunan ve bu keratini üreten hücrelerdir. Her saç kılının belirli bir yaşam döngüsü vardır. Saçlar 2-6 yıl kadar büyüme dönemidir, sonra saç yapımı durur (bekleme dönemi) ardından saçlar dipteki yuvalarından ayrılıp dökülürler. (dökülme dönemi)
Saç dökülmelerinin önemli bir kısmı tekrar yerine gelir. Eğer bir kişi iki ay gibi kısa bir dönemde ciddi miktarda saç kaybettiğini farketmişse bu muhtemelen bekleme ve dökülme dönemindeki saçların kaybıdır. Doğum sonrasında, ağır ateşli hastalıklardan sonra cerrahi müdahale, psikolojik travma ve sıkı diyetlerden sonra bu tip dökülmeler olur. Bu saçların köküne baktığımızda beyaz yuvarlak bir topcuk gözleyebiliriz. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan sonra da dökülme görülebilir. Ancak bu sefer büyüme dönemindeki saçlar söz konusudur. Bu saçların ucunda siyah bir noktacık etrafında ise 1-2 mm’lik şeffaf bir zarf bulunur.
Kişi belirgin, hızlı bir saç kaybını görmeyebilir ancak giderek saç kitlesinin azaldığını hisseder. Bunun en sık nedeni erkeklik hormonuna bağlı olan ”Andogenetik alopesia” dır. Hem kadın hem de erkek de görülebilir. Söz konusu olan erkeklik hormonuna karşı saç kılının aşırı duyarlılık göstermesi ve bu etki ile incelmesidir. Bu durumda sadece ilaçlar ve cerrahi girişimle olumlu sonuç alma olasılığı vardır.
Saç dökülmesinin en sık rastlanan diğer nedenleri arasında kansızlık, tiroid hastalıkları ve bazı ilaçların kullanılması gelir. (kan sulandırıcı ilaçlar, tiroid ilaçları)
Bu durum laboratuvar bulgusu ile saptanıp, uygun tedavilerle iyileştirilebilmektedir. İleri yaşlarda ise saç yapan hücrelerin kendiliğinden küçülmesi ve azalması sonucu saçın yapımında azalma olur.
Derideki döküntülerle beraber hızlı bir saç dökülmesi bazen cinsel yolla bulaşan bir hastalığın belirtisi olmaktadır. Muayene bulguları ve kan testleri ile saptanması ve tedavisi olanaktır.
Deride görülen tüm hastalıklar (sedef, egzama,liken v.b) saçlı deride de görülebilir. Bunların bir kısmı saç dökülmesi yaparken bir kısmı saçın gelişimini etkilemez.
En sık rastlanan saç dökülme biçimlerinden bir tanesi mikroplara bağlı olmayan ve pelad (alopesia areata) denilen dökülme tipidir. Burada, saç para tarzında aniden dökülür. Bazen bu dökülme tüm saçlı deriye kapsayabilir. Kıl köklerine karşı bir çeşit aşırı duyarlılığın geliştiği bir dökülme erişkin kişilerde çoğu kere uygun bir tedaviye yanıt verirken, çocuklarda daha dirençli olmaktadır.
Saç bakımında eskiden beri kullanılan sabunlara karşın şampuanların daha üstün olduğunu belirtelim. Sudaki kireç sabunun küçük tortular bırakmasına neden olur, şampuanda ise bu özellik yoktur. Yağlı saçlar her gün yıkanabilirken çok kuru saçlar için haftada bir kez yıkamak yeterlidir. Saç kremleri içerdikleri proteinler ile saç kılıfına yapışarak kırılmış keratinin diğer banyo dönemine kadar parlak ve sağlam görünmesini sağlar. Aşırı gergin bir saç modelinin ve ıslak saçların çok sıcak fönle kurutulmasının saç kılıfına zarar verdiğini bilmeliyiz.
Dr. Ülgen Poyraz / Dermotoloji uzmanı
Bir cevap yazın