Hayatımın Şarkısı, geçen sene Fransa’da vizyona girmiş ve gişede büyük bir başarı yakalamıştı. Film, “Çok gülecek, çok ağlayacaksınız.” mottosuyla yola çıkarak hem komedi hem de dram türünde ülkemizde de vizyona girdi.
Paula, ailesi mandıracılık işi ile uğraşan, 16 yaşında bir genç kızdır. Kendisi dışında tüm ailesi işitme engellidir. Bu yüzden Paula aile içerisinde iletişim konusunda büyük bir yere sahiptir. Özellikle babasının belediye başkanı adayı olmasıyla Paula’nın yükü daha da artar. Müziğe karşı ilgi duymaya başladığı sıralar bir müzik yarışmasına katılmaya karar verir. Böylece Paula, “hayallerim mi yoksa ailem mi” soruları arasında sıkışıp kalmıştır.
Paula, birlikte yaşadığı aile bireylerinin duyamadığı her sesi duyabiliyor, istediği şarkıyı son ses dinleyebiliyor. Özellikle şarkı söylemeye başladıktan sonra herkese sesini dinletebilirken en yakınım dediği insanların bunu işitememesi oldukça üzücü bir durum. Paula, bu zamana kadar ailesinin “dili” olmuşken, hayallerinin peşinden giderse onların yine de insanlarla iletişim kurabilecekler mi sorusu filmde cevap buluyor. Çünkü özellikle anne – baba kızlarına iletişim konusunda o kadar bağlı kalmışlar ki, jinekologa gittiklerinde bile tüm dertlerini kızları sayesinde anlatabiliyorlar. Bu sahneler filmin komedi tarafını destekliyor diyebiliriz.
Filmin klişe ve boş kalan taraflarını görmezden gelirsek, Hayatımın Şarkısı oldukça dikkat çekici ve farklı bir film olmuş. Filmin başrolü ve şarkıları seslendiren Laoane, Fransa’nın O Ses yarışmacılarından biri. Şarkıcılıkta iyi olduğu kadar oyunculukta da kendisini gösteren genç kızımız, “umut veren oyuncu” ödülünü de aldığına göre, her iki dalda kariyerine devam edecek gibi gözüküyor.
İyi seyirler…
Bir cevap yazın