Geçenlerde bir yerde aklıma geldi ve düşündüm. Nereden gelir bu eşek? Niye böyle denir diye.
Oturdum bilgisayarın başına. Araştırmaya başladım. Çeşitli sitelerde farklı olayları okurken bir sitedeki (komikportre.com) yorum şekli ilgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim.
Rivayete göre;
Eski zamanların birinde Anadolu’nun bir köyünde bir muhtar varmış. Bu muhtarında Himmet adında aylak, gevşek, zibidi bir oğlu varmış. Bu çocuğun da bir eşeği varmış. Eşek de ne eşek ama. Himmet doğduğundan beri onu gezdirir, onla arkadaş gibi geçinirmiş. Ama sinirlendiği kişiye çiftesini atar, onu da yapamadı ısırırmış. Aynı şekilde Himmet’i de korur, kollarmış.
Her neyse. Çocuk aylaklık yapacak ya, eşeğiyle köy köy gezer, su başlarında kızlara laf atarmış. Birgün bu Himmet, Kezban isimli kızı kafaya takmış. Ama Kezban’nın da bir sevdiği var. Kız dayanamayıp sevdiği Hasip’e olayı anlatır.
Hasip çok sinirlenir elbette ama eşeğin korkusundan dolayı elinden bir şey gelmez ve birgün Kezban ile plan yaparlar.
Kezban Himmet’e giderek;
-“Senle köyün dışındaki korulukta buluşak mı? Ama eşeğin gelmicek, korkuyom ben.” der.
-Bir sevinçle Himmet hemen kabul eder ve eşeği çeşmeye bağlayıp, koruluğa giderler. Tam o sırada Hasip çalıların arasından atlar ve Himmet’i bir döver bir döver ki, Himmet o güne kadar öyle dayak görmemiştir.
Kezban eşeği kollarken Hasip dayağa devam eder. Olay devam ederken Kezban gelecek kuşaklara hediye olacak bir deyimi söyleyiverir.
” Ben eşeği kolluyom Hasibim. Sen döv. Eşek sudan gelinceye kadar döv.” der.
Bir cevap yazın