Bartın ilinin Amasra ilçesiyle bütünleşmiş bir lezzet olan Amasra salatası bir sanatkar özeniyle hazırlanır ve gerçekten de bir sanat eseri görünümündedir. Amasra’da tatil yapanların özellikle balık yedikleri zaman mutlaka ısmarlamaları gereken bu salata özelliğini biraz da görselliğinden alır. Ankara’daki birçok lokantanın menüsünde de yer alan bu özel lezzetin tadının alınacağı en iyi atmosferlerden birinin Amasra’da gün batımı saatleri olduğu söylenir. Ufuk bin bir renge bürünmüşken, portakal rengi bir güneş denizle buluşurken ve martılar oynaşırken bu ünlü salata sanki daha da güzel olur.
Bir marka haline gelmiş olan Amasra Salatası’nın içinde yer alan malzemelerin sayısı 30’u bulabilmektedir. Salatalık, domates, marul, havuç, kırmızı lahana, roka, piyaz, haşlanmış veya fresh mısır, beyaz turp, roka, tere, karışık turşu, limon, semizotu, brokoli, tuz, zeytinyağı ve (ille de) elma sirkesi Amasra salatası malzemelerinin sadece bir kısmıdır. İlkbaharda bolca yağmur yağar ve her yandan otlar fışkırırken malzemelerin sayısı tavan yapar.
Genellikle tahta salata tabaklarında sunulan bu ünlü salata, tadına bakanların yorumlarına bakılırsa, salata düşkünü olmayan kişilerin bile hayran olacağı derecede lezzetlidir. Ustaların tarifini tam olarak vermekten kaçındıkları Amasra Salatası’nın ünün öncelikle lezzetinden gelir. Salataya benzersiz lezzetini veren şey ise malzemelerin kullanım sırası, hazırlanış ölçüsü ve diziliş biçimidir.
Bu meşhur salatanın malzemeleri salata tabağına belli bir sistem çerçevesinde dizilir. Çiçek desenleri gibi değişik biçimlere sokulan havuç ve turplar en üste yerleştirilir ve ortaya yemeye başlamadan önce fotoğraflama isteği uyandıran müthiş bir görünüm çıkar.
Tadına bakanların ifadesine göre; Amasra Salatası sofraya geldikten sonra balığın da gelmesini bekleyecek kadar sabırlı olmak pek mümkün değildir.
Bir cevap yazın